16 Kasım 2025 Pazar

KKTC, 42. Kuruluş Yıldönümünü Kutladı-Yılmaz Parlar

  

İstanbul’da Büyük Coşku: KKTC, 42. Kuruluş Yıldönümünü Gururla Kutladı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 42. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle, 15 Kasım 2025 Cumartesi Akşamı, CVK Park Bosphorus Hotel’de görkemli bir Cumhuriyet resepsiyonu düzenlendi.

Başkonsolos Zalihe Mendelli ev sahipliğindeki bu özel geceye Türkiye ve KKTC’den üst düzey protokol, diplomatlar, siyasi parti ve STK temsilcileri, iş dünyası ve Kıbrıs Türk toplumu yoğun katılım gösterdi.

Katılımcılar; KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan Vekili Nuri Aslan, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Bahtiyar Ersay, Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilci Vekili Mehmet Zahit Uzun İpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve Dünya Karapapak Türkleri Birliği Kurucu Genel Başkanı Dr. Seyfullah Türksoy, Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği (TKKTTO ) Prof Dr. Uğur Özgöker , Zafer Partisi’ni temsilen Zafer partisi  İstanbul İl Başkan Yardımcısı Elvan Ersoy başta olmak üzere siyasi parti temsilcişleri, STK Başkanları ve Temsilcileri. Marmara Grubu Stratejik Ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Genel Başkanı ve Fahri Konsolos Akkan Süver, Marmara Grubu Vakfı- AB ve İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver, KKTC İstanbul Konsolosu Ülkü Alemdar, Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray, Eski KKTC İstanbul Konsolosluğu Ekonomi Ataşesi Cahit Kayıarslan.

Resepsiyonda konuşan Mendelli, “Türk halkı için bir dönüm noktası olan eşsiz fedakarlıklar ve mücadelelerle kurduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 42’nci kuruluş yıl dönümünü bu yıl İstanbul’da sizlerle birlikte kutlamaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum” dedi.

Mendelli sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Bir halkın ulaşabileceği en yüce ve onurlu mertebe, bağımsız devlet kurma mertebesidir. Kıbrıs Türk halkı da bu mertebeye 15 Kasım 1983’te ulaşmıştır. Bugün şanlı bayraklarımızın altında başı dik, onurlu bir şekilde özgürce yaşayabiliyorsak, bunu aziz şehitlerimize, kahraman gazilerimize, ulusal kahramanlarımıza, Dr. Fazıl Küçük’ten Rauf Denktaş’a uzanan ecdadımıza ve her zaman yanımızda olan ana vatan Türkiye’ye borçluyuz.”

Ayrıca Mendelli, uluslararası baskılara ve izolasyonlara rağmen KKTC’nin egemen, bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdüreceğine dair kararlılığını vurguladı:



“Kıbrıs adasının gerçek sahipleri olduğumuzu Rumlara ve tüm dünyaya bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bugün 85 milyon Türkiye arkamızda olduğu için büyük bir güçtür. KKTC, hukukun üstünlüğüne dayalı kurumları ve bağımsız yapısıyla her geçen gün daha da güçlenecektir.”

Mendelli ayrıca, Gürcistan’da düşen askeri kargo uçağı kazasında şehit olan askerleri de saygıyla yad etti ve “şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum” ifadelerini kullandı.

Tören, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve KKTC’nin kuruluş mücadelesini anan konuşmalarla devam etti. İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut da törende yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve uluslararası tanınırlığının artması” gerektiğini vurguladı.

Bu resepsiyon, sadece bir yıl dönümü kutlaması değil; Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin İstanbul’da yükselen sesi oldu. Zalihe Mendelli’nin güçlü vurguları, KKTC’nin demokratik ve egemen kimliğini hem diplomatik hem sembolik düzeyde perçinledi. Bu tür etkinlikler, Kıbrıs meselesine dair farkındalığı artırırken, ana vatan Türkiye ile yavru vatan KKTC arasındaki derin bağın da bir kez daha altını çiziyor.

Ertuğruloğlu'dan Tarihi Açıklama 'Artık Aynı Evde Yaşamak Yok, İki Ayrı Egemen Devlet Gerçeği Var!'"

KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, KKTC'nin 42. kuruluş yıldönümünde yaptığı tarihi konuşmada, "Artık gelecekte Kıbrıs adasında Türklerle Rumların kuracağı yeni bir ortaklık diye bir şey söz konusu değildir. Aynı evde yaşamayı denedik olmadı, çünkü ortağımız bizi kendine eşit kabul etmiyor. Kıbrıs adasını bir Helen adası görüyor. Dolayısıyla aynı evde yaşayamayacaksak komşular olarak iki ayrı evde yaşayacağız" açıklamasını yaptı.

Ertuğruloğlu, egemenlik vurgusunu şu sözlerle perçinledi: "Siyasi eşitlik asla yeterli değildir. Bunun bir anlamı olabilmesi için egemen eşitliğe dayandırılması gerekir. Egemen eşitlik dediğiniz anda da iki ayrı egemen devlet demektir. Ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti'nin kararlılığı ise bizim en büyük gücümüzdür."

Bu anlamlı gecede, Türk Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği (TKKTTO) Başkanı Prof. Dr. Uğur Özgöker, son eseri olan “Kıbrıs Barış Harekâtından Sonra Türkiye–Batı Paktı İlişkileri” adlı kitabını konuklara imzalayarak armağan etti. Prof. Dr. Özgöker’in nazik jesti resepsiyona damgasını vururken, protokol üyeleri ve davetliler tarafından büyük memnuniyetle karşılandı.

Özgöker, imzalı kitaplarını; üyesi olduğu Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Genel Başkanı ve Fahri Konsolos Akkan Süver’eİpekyolu Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve Dünya Karapapak Türkleri Birliği Kurucu Genel Başkanı Dr. Seyfullah Türksoy’aMarmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver’e ve Gebze Güzeller OSB Başkanı Adem Ceylan’a takdim ederken objektiflere yansıyan samimi görüntüler resepsiyonun en özel anlarından biri oldu.

Kitabın İçeriği;

Prof. Dr. C. Uğur Özgöker ve Mehmet Özbay tarafından kaleme alınan “Kıbrıs Barış Harekâtından Sonra Türkiye–Batı Paktı İlişkileri”, 1974 Harekâtı sonrası Türkiye’nin dış politikasında yaşanan köklü dönüşümü akademik bir perspektifle ele alıyor.

Çalışma;

Türkiye–Batı ilişkilerinin Soğuk Savaş bağlamındaki seyrini,

NATO, ABD ve Avrupa ile yaşanan diplomatik kırılmaları,

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın Türkiye’nin uluslararası pozisyonu üzerindeki etkilerini,

Batı Paktı ile işbirliği süreçlerinde karşılaşılan stratejik zorlukları

yilmazparlar@yahoo.com

9 Kasım 2025 Pazar

16. Boğaziçi Zirve-Avrupa Ekonomi Senatosu -Yılmaz Parlar

 

Avrupa Ekonomi Senatosu’ndan Türkiye’ye Güçlü Mesaj; “Yeni Dünyanın Denge Ülkesi Türkiye”

“Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla gerçekleşen 16. Boğaziçi Zirvesi, Avrupa Ekonomi Senatosu’nun vizyoner liderliğiyle küresel diyaloğa yeni bir ivme kazandırdı.

Avrupa Ekonomi Senatosu; Barış, İşbirliği ve İstikrarın Küresel Akıl Merkezi

Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından 6–7 Kasım 2025 tarihlerinde Four Seasons Bosphorus Hotel’de düzenlenen 16. Boğaziçi Zirvesi, “Küresel Zorluklar: Yeni Gerçeklere Uyum” temasıyla dünyanın dört bir yanından liderleri bir araya getirdi.

Zirveye bu yıl damgasını vuran kuruluş ise, Avrupa’nın ekonomi ve demokratik geleceğinde önemli rol üstlenen Avrupa Ekonomi Senatosu (EES) oldu. UİP Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Özgencil’in de senatör üyesi olduğu bu seçkin yapı, Avrupa Parlamentosu’nun en saygın isimlerinden Dr. Ingo Friedrich liderliğinde güçlü bir katılım gösterdi.

EES, sadece bir ekonomi platform değil; etik liderlik, barış diplomasisi ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında Avrupa’nın vicdanı olarak görülüyor. Münih merkezli yapı, Brüksel, Berlin ve Zürih’teki ofisleriyle Avrupa ekonomisinin nabzını tutarken; Microsoft, Audi, Deutsche Bank, UBS ve Telekom gibi devlerin CEO’larını da bünyesinde barındırıyor.

Dr. Ingo Friedrich, “Avrupa, Türkiye ve Arap Dünyası El Ele Verirse, Dünya Barışını Gerçekleştirebiliriz”

Zirvenin açılışında konuşan Avrupa Ekonomi Senatosu Başkanı ve Avrupa Parlamentosu eski Başkan Yardımcısı Dr. Ingo Friedrich, Avrupa-Türkiye ilişkilerine dair tarihi bir mesaj verdi;

“Rusya, Hindistan ve Türkiye, yeni dünya düzenini tanımlamakla sorumludur. Avrupa, Türkiye ve Arap dünyasındaki dostlarımız güçlerini birleştirirse; istikrarlı, barışçıl ve adil bir dünya inşa edebiliriz.”

Friedrich, yapay zekânın küresel dengeyi nasıl etkileyebileceğine dair dikkat çekici bir yorumda bulunarak, “Yapay zekâya, yeni bir dünya düzeni nasıl kurulur diye sorun. Çünkü artık akıl, sadece insanda değil, sistemin bütününde aranmalı,” dedi.

Türkiye’nin, sahip olduğu jeopolitik konum ve kültürel çeşitlilik sayesinde, İsrail-Filistin krizinin çözümünde bile denge unsuru olabileceğini vurgulayan Friedrich, “Türkiye’nin rolü, bölgesel barışın anahtarıdır,” ifadesiyle büyük alkış aldı.

 “Türkiye, Avrupa’nın En Önemli Ekonomi Ortağıdır”

yaptığımız özel söyleşide sorularımıza Friedrich, Türkiye’nin Avrupa için vazgeçilmez bir ekonomi partner olduğunu belirtti;

“Türkiye, Avrupa’nın ilk on ticaret ortağı arasında. İhracatının %40’ı Avrupa’ya gidiyor. Almanya’dan Türkiye’ye yapılan yatırımlar 13 milyar Euro’yu aşmış durumda. Bu, iki kıta arasındaki karşılıklı güvenin en somut göstergesidir.”

Friedrich, Türkiye’nin AB üyeliğinin bir hedef değil, iki taraf için de uzun vadeli bir stratejik hazırlık süreci olması gerektiğini belirterek, “Yakın işbirliğiyle başlayalım, sonunda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine ulaşalım,” Şeklinde cevapladı.

Finansın Yeni Rotası: Dijitalleşme, Risk Yönetimi ve Yapay Zekâ

Zirvede düzenlenen “Finansın Yeni Rotası: Riskler, Fırsatlar, Dijitalleşme ve Bankacılıkta Yeni Kurallar” başlıklı panelde, Avrupa Ekonomi Senatosu Türkiye-Orta Doğu Başkanı Iraj Alipour dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Alipour, dijital ödeme sistemleri ve yapay zekâ tabanlı finansal çözümler üzerine kurulu projelerini anlatarak, “Turistlerin finansal erişimini kolaylaştıran ZPay sistemini Türkiye’de kurduk. Bu sistem, hem bankacılıkta güveni artıracak hem de turizme yeni bir soluk getirecek,” dedi.

Ekonomide dijitalleşmenin “yeni güven dalgası” olacağını söyleyen Alipour, “Türkiye gibi dinami ekonomiler, yapay zekâyı sosyal faydayla birleştirebilirse, enflasyonla mücadelede de öncü olur,” sözleriyle dikkat çekti.

Türkiye: Avrupa ve Afrika Arasında Yeni Denge Gücü

Avrupa Ekonomi Senatosu’nun vizyonu, Türkiye’nin küresel sistemdeki yerini güçlendiren bir anlayış üzerine kurulu. Dr. Friedrich’in ve Alipour’un açıklamaları, Türkiye’nin Avrupa’nın ekonomi geleceğiyle doğrudan bağlantılı olduğunun en somut kanıtı niteliğinde.

Bugün artık dünya, “Avrupa’sız Türkiye” veya “Türkiye’siz Avrupa” denklemini geride bırakıyor.
Yeni çağın rotası; ekonomi dayanışma, dijital dönüşüm ve ortak barış vizyonu ekseninde yeniden çiziliyor.

Avrupa Ekonomi Senatosu’nun 16. Boğaziçi Zirvesi’ndeki güçlü varlığı, Türkiye’nin artık sadece bir “bölgesel aktör” değil, küresel aklın merkezinde yer alan stratejik ortak olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Türkiye’nin dinami ekonomisi, kültürel köprü rolü ve yenilikçi girişimci ruhu; Avrupa’nın geleceğini sadece tamamlamıyor, ona yeni bir yön de veriyor.

“Türkiye, Avrupa’nın eksik halkası değil; Avrupa vizyonunun geleceğidir.”

yilmazparlar@yahoo.com

10 Ekim 2025 Cuma

İTO 2025 Ekim Ayı Meclis Toplantısı-Yılmaz Parlar

  İTO 2025 Ekim Ayı Meclis Toplantısı

Ekonomiden Kudüs’e, Cumhuriyet Vurgusundan Yeni Oda Binasına Güçlü Mesajlar

İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ekim ayı meclis toplantısını 9 Ekim 2025 Perşembe günü gerçekleştirdi.

Toplantıda İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, ekonomi, dış ilişkiler, milli değerler ve uluslararası meseleler üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

Avdagiç, “Enflasyonla Mücadelede Sanayi ve Üretim Anahtar Rolde”

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen Türkiye’nin üretim gücünü artırması gerektiğini vurguladı.

Avdagiç, ABD’nin para politikaları ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların küresel ekonomiyi belirsizleştirdiğini belirterek, “Enflasyonla mücadele, ekonomi politikalarının temel önceliği olmalıdır. Eylül ayında yüksek çıkan enflasyon oranı, dikkatli adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor.” dedi.

Sanayi üretiminin desteklenmesinin önemine dikkat çeken Avdagiç, “Türkiye’nin potansiyeli yüksek ama üretim performansı beklentilerin altında. Bu tabloyu değiştirmeliyiz.” diye konuştu.

“Tarım, Türkiye İçin Değişmez Bir Önceliktir”

Avdagiç, tarım sektörünün stratejik önemde olduğunu vurguladı. Su kaynaklarının etkin kullanımı ve üretimde verimlilik artışı için daha aktif politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

İhracatta 67 Milyar Dolarlık Hizmet Geliri

Konuşmasında dış ticaret ve ihracat performansına da değinen Avdagiç, yılın ilk dokuz ayında hizmet ihracatında %10’luk artışla 67 milyar dolara ulaşıldığını açıkladı.

“Yıllık dış ticaret açığımız 30 milyar dolar civarında. Bu tabloyu iyileştirmek için ihracatçılarımıza desteği sürdürmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“ABD, Türkiye’yi Doğal Müttefik Olarak Görmeli”

Dış ilişkilerde Türkiye-ABD ilişkilerine de değinen Avdagiç, bu ilişkilerin karşılıklı çıkar ve saygı temelinde gelişmesi gerektiğini söyledi.
“Cumhurbaşkanımızın bu konudaki gayretleri kıymetlidir. ABD’nin Türkiye’yi doğal bir müttefik olarak görmesi stratejik açıdan önem taşımaktadır.” dedi.

Yeni Oda Binasında Sona Yaklaşılıyor

 %98 Tamamlandı

Toplantının dikkat çeken bölümlerinden biri, İTO’nun yeni hizmet binası oldu. Avdagiç, tarihi ve zorlu bir bölgede yürütülen inşaat sürecinde %98 seviyesine ulaşıldığını açıkladı.

2.250 metrekare alan üzerine kurulan ve 11.100 metrekare kapalı alana sahip binada;

2.096 kişilik modern bir toplantı salonu, Şeffaf, İstanbul manzaralı mimari tasarım, Geniş bahçe düzenlemesi, otopark ve yaya yolları bulunuyor. “Yeni binamız, İstanbul’a yakışır bir ticaret merkezi olacak.” dedi.

Cumhuriyet ve Spor Vurgusu

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın coşkuyla kutlandığını belirten Avdagiç, “Cumhuriyetin değerlerini yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğudur.” dedi.
Ayrıca Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un özverili çalışmalarını takdirle andı.

Avdagiç, fuar ve etkinliklerdeki başarıları da hatırlatarak geçmiş dönem meclis başkanları ve üyelerine teşekkür etti.

Dr. Erhan Erken’den Kudüs, Cumhuriyet ve Tarih Vurgusu

İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, konuşmasında hem Kudüs’teki insani krize hem de Cumhuriyet’in kuruluşuna dair güçlü mesajlar verdi.

“İsrail’in Zulmü İnsanlık Vicdanını Yaralıyor”

Erken, Filistin-İsrail çatışmasına ilişkin değerlendirmesinde, “İsrail büyük bir zulüm uyguluyor. Dünyanın gözü önünde insanlar toplu şekilde mağdur ediliyor.” ifadelerini kullandı.

ABD’nin sorunun çözümündeki en büyük engel olduğunu belirten Erken, Türkiye’nin diplomatik olarak aktif rol oynadığını vurguladı.

Türk halkının konuya duyarlılığını hatırlatarak, “Ateşkesin sürmesi en büyük dileğimizdir.” dedi.

“Kudüs, Tüm İnançların Özgürce Yaşayabildiği Bir Şehir Olmalı”

Kudüs’ün tarihsel önemine değinen Erken, Selahaddin Eyyubi’nin 1187’de Kudüs’ü Haçlılardan kurtarışını hatırlattı.
“Kudüs tarih boyunca mücadelelerin odağı olmuştur. Bizim arzumuz, Kudüs’ün tüm inançların kendini özgürce ifade edebildiği bir yer olmasıdır.” dedi.

Cumhuriyet’e ve Atatürk’e Minnet

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yaptığı konuşmada Erken, “Cumhuriyetimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, büyük bir mücadele ve fedakârlıkla kazanılmıştır.” dedi.
6 Ekim İstanbul’un kurtuluşunu da anımsatarak, “Cumhuriyetimizin 102. yılında, daha ileri bir Türkiye inşa etme inancımız tamdır.” diye konuştu.

“İTO, Türkiye’nin Gücünü Yansıtan Bir Kurumdur”

Toplantı sonunda iki başkan da ortak mesaj verdi:
“İstanbul Ticaret Odası, sadece bir kurum değil; Türkiye ekonomisinin, ticaretinin ve değerlerinin güçlü bir yansımasıdır.”

yilmazparlar@yahoo.com

2 Ekim 2025 Perşembe

IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi-Yılmaz Parlar

  

Sigorta Sektörü İstanbul'da Buluştu

Hedef 5 Yılda 150 Milyar Dolar

IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi'nde sektör devleri, 100 milyar dolarlık potansiyeli ve 150 milyar dolarlık hedefi masaya yatırdı.

SEDDK Başkanı Menteş, "Her 4 araçtan 3'ü sigortasız, bir araç daha sigortalansa prim %15 artar."

Bir ülkenin ekonomik olarak ayakta kalabilmesi ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayabilmesi için sigorta sektörü, olmazsa olmaz bir güvenlik ağıdır.

Özellikle deprem kuşağındaki coğrafyamızda, sigorta bir lüks değil, vatandaşın can ve mal güvenliği, ekonominin ise sigortasıdır. İşte bu nedenle, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi, Türkiye'nin finansal geleceği açısından son derece kritik bir öneme sahiptir.

Bu fuar, sadece mevcut durumun değerlendirildiği bir platform değil, aynı zamanda iddialı hedeflerin ortaya konduğu, sektörün yol haritasının çizildiği bir zirvedir.

Sigortacılık sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olan IV. Sigorta Sektörü İş Birliği Fuarı ve Kongresi, 1-3 Ekim 2025 tarihleri arasında WOW Hotel İstanbul Fuar Merkezi'nde başarıyla tamamlandı.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) himayelerinde ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) destekleriyle düzenlenen fuar, sektörün 5 yıllık iddialı hedeflerine ışık tuttu.

Fuarın açılışına SEDDK Başkanı Davut Menteş, TOBB Sigorta Eksperleri İcra Komitesi Başkanı Ahmet Nedim Erdem, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı Levent Korkut, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ve TOBB Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar katılarak sektörün mevcut durumu ve büyüme potansiyelini değerlendirdi.

Fuarda ayrıca, gazeteci ve televizyoncu Aynur Ayaz "Master of Ceremony" (Açılış Sunucusu) olarak görev aldı.

"Potansiyelimiz 100 Milyar Dolar, Hedefimiz 150 Milyar Dolar"

Fuarın en dikkat çeken konusu, Türk sigorta sektörünün devasa büyüme potansiyeli oldu. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye'deki mevcut prim üretiminin 30 milyar dolar seviyesinde olduğunu, ancak benzer G20 ülkelerinde bu rakamın en az 100 milyar dolar olduğunu vurguladı.

Avdagiç, "Sigorta şirketleri, kuruluşlar ve hizmet alanlar olarak pastayı nasıl büyüteceğimizi konuşmalıyız" dedi.

SEDDK Başkanı Davut Menteş ise daha iddialı bir hedef ortaya koyarak, "Türkiye'nin 5 yıl içerisinde 30 milyar dolarlık prim üretimini 150 milyar dolara çıkaracak potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Büyümenin Önündeki Fırsatlar ve Engeller

Konuşmacılar, bu büyük hedefe ulaşmanın yolunun sektör penetrasyonunu artırmaktan geçtiğinin altını çizdi:

GSYH'deki Pay: Sigorta sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki payı %2,6 seviyesinde. Gelişmiş ülkelerde bu oran %7'nin üzerinde. Hedef, bu oranı %6,5-7 bandına çıkarmak.

Sigortasız Araç Oranı

Menteş, çarpıcı bir veri paylaştı: "Türkiye'de her dört otomobilden üçü sigortasız. Sadece bir otomobil daha sigortalanırsa üretim yüzde 15 artar."

Güven ve Finansal Dayanıklılık

Sektörde güveni sağlamak en öncelikli maddelerden biri. Menteş, son iki yılda sektörün "tüm zamanların en güvenli sermaye yeterliliği seviyelerine" ulaştığını açıkladı.

Dağıtım Kanallarının Rolü

Acente ve brokerların sigorta bilincini yaygınlaştırmada, eksperlerin ise hasar süreçlerinde adil ve bağımsız davranarak müşteri memnuniyetini artırmada kilit rol oynayacağı vurgulandı.

Yeni Düzenlemeler ve Projeler Yolda

SEDDK Başkanı Menteş, fuar kapsamında önemli açıklamalarda da bulundu:

Genişletilmiş Doğal Afet Sigortası

Tüm afetleri kapsayacak yasa taslağının yakında yürürlüğe gireceğini duyurdu.

Devlet Destekli Alacak Sigortası

2018'de uygulamaya giren sistemin 2026'da yenilenerek daha güçlü bir şekilde hayata geçirileceğini belirtti.

50'den fazla sigorta şirketinin stant açtığı fuara, sektör temsilcilerinin yanı sıra tüketiciler ve öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi. Organizasyonla, sektöre eğitim veren okullardan 10 bine yakın gence ulaşılması hedeflendi.


IV. Sigorta Fuarı, Türkiye için sadece bir sektör etkinliği olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. Buradan yükselen "150 milyar dolar" hedefi, iddialı olduğu kadar, ülke olarak taşıdığımız riskleri ne denli iyi yönetebileceğimizin de bir göstergesi.

Deprem gerçeği, tarım arazilerimiz, sanayimiz ve bireysel varlıklarımız düşünüldüğünde, sigortanın bir "masraf" değil, "en akılcı yatırım" olduğu bilincinin toplumun tüm katmanlarına yayılması elzem. Sektörün denetleyicisi SEDDK'ın güven tazeleyici adımları ve dağıtım kanallarının daha etkin çalışacağı bir ortamda, bu büyük hedef hayal değil, ulaşılabilir bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Unutulmamalıdır ki; sigortalı bir Türkiye, daha güvenli ve daha güçlü bir Türkiye demektir.

yilmazparlar@yahoo.com

26 Eylül 2025 Cuma

Türk Dünyasının Vatan Onur Nişanı--Yılmaz Parlar

  

Vatan İftiharı Madalyonu ile Onurlandırıldım

Bu satırları yazarken kalbim gururla çarpıyor. Çünkü yalnızca bir ödül değil, Türk dünyasının en yüksek nişanı olan “Vatan İftiharı Madalyonu” bana layık görüldü.

Bu şeref; emeğin, inancın ve tarafsız gazeteciliğin taçlanmış hâlidir. Böyle bir onura, Özbek Kadın Hakları Derneği’nin ve Türk dünyasının kalbinde ulaşmak hayatımın en kıymetli anıdır.

Başkanlığını, 2025 yılı Altın İnsan Ödüllü, Türk dünyasının Tomris Hatun’u olarak bilinen Azade (Ozoda) İslamova’nın yaptığı Özbek Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), 4. yılını İstanbul’un göz kamaştırıcı mekânı Beylerbeyi Uçar Garden Bosphorus’ta kutladı.

Bu unutulmaz gecede, derneğe ve topluma üstün katkılar sunan seçkin isimlere, Türk dünyasının en yüce payesi olan “Vatan İftiharı (Vatan Onuru) Madalyonu” takdim edildi. İşte o gecede, bu onurla sahneye davet edilenlerden biri de bendim.

“Seçkin Gazeteci” Anonsuyla Sahneye Davet

Törenin en unutulmaz anlarından birinde ismim şu sözlerle anons edildi:

“Toplumun faaliyetlerini profesyonel bir biçimde aktaran, yüksek düzeyde gazetecilik yetkinliği, uzun yıllara dayanan tecrübesi ve fedakâr çalışmalarıyla halkın güvenini kazanmış seçkin gazetecilerden biridir.

Kitle iletişim alanında yürüttüğü etkin çalışmalarıyla, toplum hayatındaki önemli süreçlerin aktarılmasında kayda değer katkılar sunmakta; toplumsal gelişimlerin kamuoyuna tarafsız bir şekilde ulaştırılmasında mühim rol oynamaktadır.
Kendisi, toplumumuzun aktif bir üyesi olarak bu yüksek hizmetleri nedeniyle Türk dünyasının ve toplumumuzun en yüksek nişanı olan “Vatan İftiharı” unvanıyla ödüllendirilmiştir.”

Bu sözler, yalnızca bir takdim değil, mesleğimin en onurlu anıdır.

Özbek Kadın Hakları Derneği Gönüllerin Umut Kalesi

Özbek Kadın Hakları Derneği, Azade (Ozoda) İslamova’nın kararlı liderliğiyle yalnızca bir dernek değil, bir umut hareketidir.

Binlerce kadının hayatına dokunan, onları yeniden ayağa kaldıran bu dernek; Türk dünyasında kadının sesini en gür şekilde duyurmayı başarmıştır.

İslamova’nın vizyonu, sadece kadınlara destek vermek değil, aynı zamanda Türk milletinin birlik ve kardeşlik ruhunu güçlendirmektir.

Onun ilham verici sözleri ve yorulmaz mücadelesi sayesinde, bu dernek bir medeniyet köprüsüne dönüşmüştür.

Vatan İftiharı Madalyonu, Bir Şeref Tacı

Türk dünyasının gözbebeği olan bu madalyon;

Altının ışığıyla göz alan, Motiflerinde Türk’ün kadim ruhunu taşıyan, Özbek ustalarının emeğiyle sanat eserine dönüşen, bir gurur abidesidir.

Bu madalyon yalnızca bir ödül değil, Türk milletine sadakatin, halka adanmış emeğin ve gönül birliğinin sembolüdür.

Onu taşımak, yalnızca benim için değil, mesleğim adına da bir ömürlük şereftir.

Türk Dünyasının Kalbi Özbekistan

Özbekistan’ın yüzyıllara dayanan sanat birikimi ve ince zevki, bu madalyonda hayat bulmuştur. Bu eser, yalnızca bir madalyon değil; Türk’ün gücünün, estetiğinin ve birliğinin simgesidir.

Azade İslamova’nın vizyonuyla Türk dünyasının ortak mirası olarak takdim edilen bu nişan, kuşaktan kuşağa taşınacak bir şeref mirasıdır.

Bu madalyon benim yakamda bir süs değil, Türk milletinin onurudur. Özbek Kadın Hakları Derneği ve onun ilham verici başkanı Azade İslamova’ya bu şerefi bana layık gördükleri için sonsuz teşekkür ediyorum.

Bu ödül, yalnızca bir gazetecinin başarısı değil; Türk dünyasının kardeşliğinin, birliğinin ve umudunun parıldayan bir tacıdır.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Eylül 2025 Cumartesi

Göze Çarpan Standlar Interfresh Eurasia-Yılmaz Parlar

  

Interfresh Eurasia 2025 İzmir’de Rekorlarla Açıldı

Rakamlarla Interfresh Eurasia

Katılım: 70’in üzerinde ülkeden 1050 kişilik alım heyeti

Ticaret Hacmi: İlk yıllarda 1–2 milyon dolar iken, bugün 200 milyon dolara ulaştı

2025 Hedefi: Alım heyetlerinde %100 artış

Kadın Kooperatifleri: 53 kooperatif, 600 kadın üretici, 105 bin ürün

Bay Fuar Murat Özer’den Dev Organizasyon

Genel müdürlüğünü başarılı yönetici, sektör çevrelerinde “Bay Fuar” olarak bilinen Murat Özer’in yaptığı Antexpo A.Ş., 18–20 Eylül 2025 tarihleri arasında İzmir Fuar Merkezi’nde gerçekleştirdiği Interfresh Eurasia 2025 ile tarım ve gıda sektörüne adeta damgasını vurdu.

Daha kapıdan girer girmez farklı ülkelerden gelen profesyonel katılımcıların, uluslararası zincir marketlerin ve alım heyetlerinin yoğunluğu dikkat çekti. Fuar yalnızca bir ticaret platformu değil, aynı zamanda tarımsal üretimden lojistiğe, kadın kooperatiflerinden teknolojiye kadar geniş bir vizyonun sergilendiği küresel bir buluşma noktası oldu.

Benim de ziyaret ettiğim standlarda özellikle kadın kooperatiflerinin sunduğu yöresel ürünlerİstanbul Fresh’in kalite odaklı sarımsak üretimiKFA Fuarcılık’ın yaklaşan fuarlarına dair tanıtımları ve Foça Açık Cezaevi’nin sosyal sorumluluk boyutuyla hazırladığı tarımsal üretim modelleri fuarın sadece ticari değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir değer taşıdığını gösterdi.

Gözlemlerime göre; her stand kendi vizyonunu profesyonelce ortaya koyarken, aynı zamanda Türkiye’nin tarımsal üretim gücünü ve ihracat potansiyelini bütünsel bir bakışla dünyaya tanıtmayı başardı.

Standlardan Notlar ve Gözlem

Kadın Kooperatifleri, Hatay’ın Dünya’ya Açılan Kapısı

Hataylı kadın üreticilerin oluşturduğu 53 kooperatif, 600 kadın üretici ve 105 bini aşkın ürünle fuarda sergiledikleri çeşitlilik, fuarın sosyal yönünü en güçlü şekilde hissettirdi. Standlarda yöresel tatların yanı sıra ambalajlama ve markalaşma konusunda gösterilen özen, yerel üretimin artık dünya pazarında iddialı bir aktör olabileceğini ortaya koydu.
Kadın emeğinin bu kadar profesyonelce uluslararası sahneye taşınması gerçekten gurur vericiydi.

İstanbul Fresh, Sarımsağın Küresel Yolculuğu

Türkiye’nin en önemli tarım ürünlerinden biri olan sarımsağı kalite, hijyen ve sürdürülebilirlik vizyonuyla dünya pazarına taşıyan İstanbul Fresh, Kastamonu sarımsağını öne çıkaran tanıtımıyla ziyaretçilerin ilgisini çekti. İçeriğindeki selenyum sayesinde sağlık üzerindeki olumlu etkilerine vurgu yapılması dikkat çekiciydi.
Hem modern üretim tekniklerini hem de geleneksel lezzeti koruyarak sarımsağı adeta “altın değerinde” bir ürün haline getirmişler.

KFA Fuarcılık,

İzmir’den Bursa’ya Uzanan Köprü

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası iştiraki KFA Fuarcılık, İzmirFresh katılımıyla hem sektörle yakın temas kurdu hem de Ekim ayında Bursa’da gerçekleşecek Food Point ve Turfood Horeca fuarlarının tanıtımını yaptı. Profesyonel sunumları, Bursa’nın fuarcılık alanındaki iddiasını bir kez daha gösterdi.

KFA’nın standı, İzmir ile Bursa arasında tarımsal fuarcılıkta güçlü bir köprü kurduğunu hissettirdi.

Foça Açık Cezaevi, Tarımda Sosyal Sorumluluk

1963’ten bu yana tarımı hükümlülere öğreterek topluma kazandırmayı hedefleyen Foça Açık Cezaevi, zeytin ve zeytinyağı üretiminden seralara, hayvancılıktan biyogaz tesisine kadar çok yönlü bir tarımsal modeli ziraat müdürlerinden dinledim.

Özellikle sürdürülebilirlik ve sosyal dönüşüm boyutunu çok beğendim.

 
Cezaevi üretim modelini bu kadar profesyonel ve çağdaş yöntemlerle görmek beni çok etkiledi. “Topluma kazandırma” vizyonu en anlamlı bulduklarımdan biriydi.

ALKUB,

Alanya Keçiboynuzu Üreticileri Birliği

ALKUB, Antalya ve çevresinde önemli bir geçim kaynağı olan keçiboynuzunu işleyerek hem iç piyasaya hem de ihracata yönelik projeler geliştirmekte. Doğal şeker ve sağlıklı beslenme trendiyle birlikte keçiboynuzu, küresel pazarda değerli bir ürün haline geliyor.

Doğal enerji kaynağı keçiboynuzunun, bu kadar modern tanıtımla küresel vitrine taşınması beni heyecanlandırdı.

GEOID – MSC Jeoloji Agraması

Doğal kaynakların, tarımsal üretimdeki önemini vurgulayan GEOID, jeolojik analizlerle üretimde verimliliği artırmaya yönelik projelerini sergiledi. Ziraatla jeolojinin birlikteliği, tarımın geleceği için stratejik bir alan oluşturuyor.
Toprakla bilimin birleştiği noktayı görmek, tarımın geleceği adına umut verici.

NB Tarım, Bilimsel Tarımın İzmir’den Dünyaya Yolculuğu

1990’dan bu yana İzmir’de faaliyet gösteren NB Tarım, fide seracılığı, konvansiyonel tarım ve hidroponik (topraksız) üretim alanlarında geliştirdiği projelerle dikkat çekti. Anahtar teslim projeleriyle hem Türkiye’de hem de yurt dışında aktif çalışmalar yürütüyor.
NB Tarım’ın standında teknolojiyle doğanın nasıl uyumlu hale getirilebileceğini çok net gördüm.

Veltia Analiz,

 Bilimle Güvencelenen Üretim

Veltia, meyve ve sebzelerin topraktan geçen zararlara karşı analizlerini sunarak, üretimde gıda güvenliğini merkeze aldı. Uluslararası laboratuvar performans testleriyle desteklenen çalışmalar, ihracatta kalite güvencesi açısından büyük önem taşıyor.
Veltia’nın sunduğu analizler, tarımın geleceğinde bilimin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Interfresh Eurasia 2025 İzmir’de Bir Tarım Şöleni

Bu yılki fuar, sadece ihracat rakamlarıyla değil; kadın kooperatiflerinden bilimsel analizlere, sosyal sorumluluk projelerinden modern tarım uygulamalarına kadar çok geniş bir vizyon sundu. “Bay Fuar” Murat Özer’in önderliğinde Antexpo A.Ş., Interfresh Eurasia 2025’i hem ticari hem de toplumsal boyutlarıyla unutulmaz bir buluşmaya dönüştürdü.

yilmazparlar@yahoo.com

16 Eylül 2025 Salı

Feed the Future Ödülleri Jüri Toplantısı Gerçekleşti-Yılmaz Parlar

  

Gıda, Tarım ve Gastronomide Geleceğe Güvenle…


Türkiye’nin gıda ve tarım sektöründe güvenilirliğin, inovasyonun ve sürdürülebilirliğin desteklendiği bir organizasyona tanıklık etmek hem umut verici hem de gurur verici.

Feed the Future Ödülleri, sadece bir yarışma değil; gelecek nesillere bırakacağımız mirasın en somut adımlarından biridir.

Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Güvenilir Ürün Platformu tarafından düzenlenen Feed the Future Ödülleri Jüri Bilgilendirme Toplantısı, 15 Eylül 2025 Pazartesi günü Danışma Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın sahibi olduğu SBS Bilimsel-BEE’O Propolis Fabrikası’nda gerçekleştirildi.

Toplantının moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Başkan Yardımcısı ve Koordinatörü Elif Attepe üstlendi. Hibrit olarak düzenlenen buluşmaya Platform Başkanı Celal Toprak çevrimiçi bağlanarak sürece dair değerlendirmelerde bulundu.

Feed the Future Ödülleri Neden Önemli?

Gıda, tarım ve gastronomi sektörlerinde start-up’ları, inovasyonu ve sürdürülebilirliği desteklemeyi amaçlayan Feed the Future Yarışması, bu yıl 4. kez düzenleniyor.

Bu ödüller, ürün güvenliği konusunda başarılı çalışmalarıyla tüketici sağlığına katkı sağlayan, sürdürülebilir üretim yapan, inovatif fikirleri hayata geçiren kişi, firma ve kuruluşlara veriliyor. Toplam 34 farklı kategoride başvuru kabul ediliyor ve değerlendirme süreci alanında uzman 120 jüri üyesi tarafından yürütülüyor.

Jüri Toplantısında Öne Çıkan Mesajlar

Toplantıda, yarışmaya yapılan başvuruların önemine değinilerek jüri üyelerine büyük bir sorumluluk düştüğü vurgulandı.

Platform Başkanı Celal Toprak, jüri üyelerine seslenerek:

“Sizlerin değerlendirmeleri ile seçilecek bu isimler, kendilerini, ürünlerini ve çalışmalarını tanıtma fırsatı bulacaklar. Üreticilerimize verdiğiniz destek için teşekkür ediyor ve her biriniz adına Balıkesir’de diktiğimiz fidanların sertifikalarını paylaşıyoruz. Güzel bir etkinliğe birlikte imza atacağımız için mutlu ve gururluyuz.” dedi.

Katılım Ücretsiz, Kapılar Herkese Açık

Feed the Future Ödülleri’ne yurtiçindeki gıda ve tarım üreticileri, tedarikçileri, hizmet sağlayıcıları ile tüketiciler bile ürün önerisiyle başvurabiliyor.
Üstelik başvuru için herhangi bir ücret talep edilmiyor.

Kazananlar, Feed the Future logosunu bir yıl boyunca ambalaj ve tanıtımlarında kullanma hakkına sahip olacak. Ayrıca ürün ve projeleri Feed the Future Kitapçığıguvenilirurunplatformu.com.tr ve feedfuture.com.tr üzerinden duyurularak yurt içi ve yurt dışındaki fuarlarda tanıtılacak.

120 Uzmandan Oluşan Dev Jüri

Değerlendirmeler; akademisyenler, STK temsilcileri, basın mensupları, sektör profesyonelleri ve tüketici bakış açısıyla yapılacak.
Jüri üyeleri, sürdürülebilirlik, inovasyon, atık yönetimi ve ürünün üstün özellikleri gibi kriterleri dikkate alarak 0-5 puanlama sistemi üzerinden değerlendirme yapacak.

Takvim İşliyor

Başvuruların jüriye gönderimi sonrası, değerlendirilmiş formların 19 Eylül 2025 tarihine kadar yarışma sekreteryasına teslim edilmesi gerekiyor.

Feed the Future Ödülleri, sadece gıda ve tarımda başarıyı değil; tüketici güvenini, çevresel duyarlılığı ve yenilikçi bakış açısını ödüllendiren bir organizasyon. Bu anlamda, hem üreticiye hem tüketiciye büyük fayda sağlayan, ülkemizin gıda güvenliği yolculuğuna değer katan eşsiz bir platform olmayı sürdürüyor.

Bugün burada gördüğümüz şey aslında bir yarışmadan çok daha fazlası. Bu ödüller, geleceğe atılan güçlü bir imza. Gıda ve tarımın güvenilirliğe dayalı sürdürülebilirliği için, her bir üreticinin katkısının ödüllendirilmesi çok kıymetli. Benim için Feed the Future, sadece ödül değil; güvenilir yarınların sembolüdür.

yilmazparlar@yahoo.com

KKTC, 42. Kuruluş Yıldönümünü Kutladı-Yılmaz Parlar

    İstanbul’da Büyük Coşku: KKTC, 42. Kuruluş Yıldönümünü Gururla Kutladı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 42. kuruluş yıl dönümü v...